1966 yılında San Fransico'da bir gece kulübü. Kafa yapan tüm o sigaraların, envai çeşit alkolün ve yığınla hippinin arasında sahnede bir grup müzik yapmaya çalışıyor. Ve lanet olsun, bu işte çok başarılılar. Grubun solisti olan kadın sadece 26 yaşında ve sesinde bir şey var. Hiçbir gerçek madde insanı bu denli uçuramaz. Sonra bir an geliyor grup bir şarkıya başlıyor. Dört dakika boyunca kadın sahnede susuyor ve grubun diğer elemanları sihirli bir müzik yapıyor, saykedelik diyorlar o diyarlarda buna. Annenizin verdiği hiçbir şeyin sizi götüremeyeceği yere götüren bir müzik bu ve sonunda kadın şarkısına başlıyor. Alice'in ve beyaz tavşanın peşinden gidenlerin başına gelenlerin hikayesini anlatıyor. Grace Slick, The Great Society'nin en güzel üyesi olarak söylenmiş en güzel şarkılardan birine can veriyor.
Bu gece kulübünün adı "The Matrix". 1965 yılında 1972'ye kadar San Fransisco'nun sesi oluyor. Öyle bir gece kulübü ki Jefferson Airplane, Velvet Underground, Country Joe&Fish gibi dönemin bir çok önemli grubu burada çalıyor. Bugün internette ve çeşitli yerlerde burada yapılmış kayıtlardan oluşan bazı albümleri bulabilirsiniz. Ve bulmalısınız da çok sağlam gerçekten de. Bizim gibi geç doğup dünyanın en sıkıcı çağına sıkışan genç insanların gölgesinin gölgesini ancak koklayabileceği bu zamanlara ait güzel albümler, güzel şarkılar bundan. Saykedelik veya daha doğrusu psychedelic müzik orada bir yerde henüz keşfetmediyseniz sizi bekliyor.
The Matrix'e sizi de bekliyoruz.
uykusuzlara hayatta kalma rehberi
31 Ekim 2011 Pazartesi
27 Ekim 2011 Perşembe
blog kullanamamanın incelikleri
Evet sevgili uykusuzdaşlarım. Bir önceki attığım post ve bu post arasındaki zaman farkından yola çıkarak bu metni yazmaya karar verdim. Böylece "nasıl blog tutulmaz?" sorusuna cevap verebilmeyi umut ediyorum.
1) Öncelikle açtığınız bloga ilk gazla düzenli olarak yazın. Öyle ki; insanlar düzenli bir blog olduğunu düşünsünler.
2) Sonra yavaş yavaş gönderdiğiniz postların arasını açın. İki haftada birken ayda bire düşsün. Derkene altı ayda bir göndermeye başlayın.
3) "Derkene" diye bir şeyi blogunuzda kullanarak sizi takip eden sayısını düşürün. Kimse takip etmiyor mu zaten? Sallayın o zaman eheh.
4) Blog sahibi olduğunuzu bile unutun. Arkadaşlarla konuşurken bir anda "ulan benim blogum vardı yahu!" diye aklınıza gelsin.
5) İşte artık elinizde blog olmaktan çıkmış bir blog var.
Güle Güle kullanamayın.
1) Öncelikle açtığınız bloga ilk gazla düzenli olarak yazın. Öyle ki; insanlar düzenli bir blog olduğunu düşünsünler.
2) Sonra yavaş yavaş gönderdiğiniz postların arasını açın. İki haftada birken ayda bire düşsün. Derkene altı ayda bir göndermeye başlayın.
3) "Derkene" diye bir şeyi blogunuzda kullanarak sizi takip eden sayısını düşürün. Kimse takip etmiyor mu zaten? Sallayın o zaman eheh.
4) Blog sahibi olduğunuzu bile unutun. Arkadaşlarla konuşurken bir anda "ulan benim blogum vardı yahu!" diye aklınıza gelsin.
5) İşte artık elinizde blog olmaktan çıkmış bir blog var.
Güle Güle kullanamayın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)